"Ey aşk, padişahım sensin, benim için bir darağacı kur; asılmamış kandil evi ışıtmaz"
Dîvân-ı Kebîr, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî
&
Darağacıdır, erenlerin mîrâcı ve suâl ki; çarmıhtır. Îsâ ruhtur.. kelîmdir Mûsâ. Sıddîk kelimelerin rûhudur.
Ölmeyince, olunmaz ve bulunmaz geçmeyince.
Olanı, bitenden duymalı!
Sevgilide biten bilir onda olanı.. ki; Leylâ'nın rengine boyanmayan Mecnûn delidir.
Akıl, aşkın potasında mum misâli eridikçe ışıktır.. karanlıktır, aklın ötesinde bir kandil kesilmiyorsa aşk.
Terâzi, ameli tartar ve bir emel cümle terâzileri.
Aşkın kantarıdır ikinin ikincisi!
Duvar dibinde Ali, orta yerde Osman ve Ömer, elinde kılıç.. Ebûbekir de sükûn.
Maksûduna mîrâç ile varıp dönen artık dönmemek üzre geldiğine vardı.
Kim öldü, derse boynunu vururum diye bir ses ve bir nidâ.. kim ki ölümsüzdür, derse O'nu yaşamamıştır.
Bir yüz ki; mîrâcı aşkın!