Aşk, bir başkasına muhabbet etmemek demektir, yapışıp ayrılmamak demektir. Âşık, sevdiğini bulursa ondan ayrılmaz. Aşk'ın sevgiyi de, şefkati de, şehveti de kuşatan, ama bunları da aşan bir boyutu vardır. Aşk, tensel haz değildir; sevgi, yoğun bir hâlin adıdır. Aşk'ta aşırı bir bağlanma hâli vardır. Aşk, geçici bir duygu değildir. Aşk; sevilende kaybolmaktır ve bir ifrat hâlidir, bir tür ruhsal rahatsızlıktır. Öyle ki aşk, duyu organlarının keşfedebileceği eksiklikleri görmeye de engel olur. Leyla kara kurudur. Mecnun buna rağmen âşıktır. Aşk, 'ben' değil, 'sen' demektir.
Mutlu Faniler, Hilmi Uçan